29 Nisan 2012 Pazar

Dedemin insanları-Çağan Irmak





Ozan, Ege'de küçük bir sahil kasabasında yaşayan 10 yaşında bir çocuktur. Girit göçmeni dedesi Mehmet Bey nedeniyle arkadaşları onunla "gavur" diye alay etmektedir. Yalnız kalmaktan korkan Ozan, başta dedesi olmak üzere ailesine kızar "Biz Türküz." diyerek onlara kafa tutar.
Ozan'ın dedesi Mehmet Bey, kasaba eşrafından, saygın bir adamdır. Kasaba halkına kol kanat gerer, sorunlarıyla ilgilenip, onlara yardım eder. Hoşgörürsüyle bilinen Mehmet Bey torununun bu durumundan dolayı üzülmekte ve endişe duymaktadır. Mehmet Bey daha yedi yaşındayken, ailesi zorla topraklarından kopartılmış, mübadeleyle Girit'ten göçmüşlerdir. Mehmet Bey'in en büyük arzusu ölmeden evvel doğduğu toprakları görebilmektir. Bu özlemle sık sık içinde mektuplar olan şişeleri Ege'nin mavi sularına bırakmaktadır.
DEDEMİN İNSANLARI, küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor. Kalabalık ve sıcak Ege insanlarının hikâyesini izlerken, mübadeleye, öteki olmaya, nereye gidersen git bir yere ait olamamaya, iki yakaya, çok sayıdaki azınlığa, ihtilallere, bir defa daha ama bu kez farklı bir yerden bakacaksınız.
www.dedemininsanlari.com

Çağan Irmak iyi ki varsın... 

Yönetmenliğini anlatışını hikayelerini seviyorum... İstanbul' da doğmama büyümeme ve yaşamama rağmen İzmir'i seviyorum... Hikayelerinin Ege kokmasını seviyorum :)

ve bence film MÜKEMMEL !!!
Çağan Irmak'ın artık klasikleşmiş bir oyuncu kadrosu var ve onlar iyi ki varlar. 
Film böyle çekilir! duygu böyle geçirilir insana!  demek geliyor içimden... Ben öyle sulu göz her filmde şarıl şarıl ağlayan bir insan değilimdir ama bu filmde bir karne sahnesi var kiiii beni benden aldı.. Sanırım orası kopma noktası filmin.. 
Bu filmi sinema da izlemediğim için deli gibi pişmanım nasıl yaptım bu hatayı bilmem 
Filmin detaylarını vermeyeceğim sadece ve sadece İZLEYİN ve izlerken de filmi yaşayın derim 
Çağan Irmak kadar övgüyü hak eden Çetin Tekindor' a da iyiki varsın diyorum ... muhteşemsin...

Sonsöz
Filmin son sahnelerinin abartı olduğunu düşünebilirsiniz nitekim ben öyle düşündüm sonra da bilmediğim bir toplum bilmediğim yerdeki insanlar hakkında nasıl böyle bir düşünceye kapıldığım için kendime kızdım... Yönlendirilmek ve başkalaştırmak... Bu düzeni yapan da insanlar yıkacak olan da... Belki de öyledir tavırlar, gidip görmek lazım :)






28 Nisan 2012 Cumartesi

Günler hızla geçiyor :(

Evet post başlığı günler hızlı geçiyor...
Bundan tam 25 gün önce bir hışımla ayrıldığım işimin yerine yenisini ekleyemedim daha :(

Oysa ayrılırken ben bu işi biliyorum ne kadar sürer ki iş bulmam diye düşünmüştüm:)  

ilk iş ararken ne olursa olsun diye düşünürken şimdi yerini sürekli üst üste eklediğiniz kriter alıyor ve bu sefer iş seçmeye başlıyorsunuz

Bu iş seçmelerin sonucunda da böyle 25 gündür evde temizliğe falan veriyorsunuz kendinizi ...


İlk işe girdiğimde stajların ve yeni mezun olmanın heyecanıyla tecrübe edinmek adına başlamıştım. Bir muhasebe bürosuydu ve orda teoride çok şey öğrendim diyebilirim. Bir yerden sonra bir büronun bana yetmeyeceğini ve güzel bir şirkette çalışmam gerektiğinin hayaline dalmıştım:)

Tabi ki çok zor olmadı bu hayale ulaşmak..Ordan ayrıldıktan 1 gün sonra bana basamak olacağını tahmin ettiğim bir şirkete girmiş ve orda mali müşavirlik stajımı yapmış ve belgemi de bu şirket sayesinde almıştım. Günler hızla geçmiş iş yerinde o iş var bu da var düğün zamanı arkadaşlar iyi derken tam 15 yılı devirmişim. 

Alışkanlıklarımdan kolay vazgeçen biri değilim ... Ama anladım ki bir yerde çok uzun süre çalışmakta çok iyi birşey değilmiş. Genellikle sık iş değiştirmeyin diye öğüt verirler ama artık zaman değişiyor.. Ev alma komşu al öğütlerinin eski de kaldığı gibi artık komşularımızı tanımadığımız gibi bir yerde kök salmakta doğru olmuyor. Çünkü sizin alışkanlıklarınız gibi şirket alışkanlıkları da sizi bir yerden sonra üzmeye başlıyor ... Hep çocuk yaşta başlayan kız oluyorsunuz ...

Şimdi mülakat nedir cv'me ne yazsam ilgi çeker diye düşünüyorum. Bunları bilmemem normal çünkü hiç iş arayışına girmedim yıllardır... 



Geçenlerde evde sıkıntıdan temizlik faslını da abartıp geçtikten sonra tv programlarına takılmaya başladım. Bugün ne giysem de Hakan Akkaya çok doğru bir şey söyledi. 
"- Ben bu işe başladığımda 19 yaşındaydım ve öğrenirken birine asistanlık yaparken yok fax çek bana kahve getir denmesi zor gelmezdi. Ama bu yaşta zor gelir" dedi. 

Evet dedim benim durumumun özeti... artık baktığım ilanlarda ben kriter arar oldum yok o şartlarda olmaz yok bu maaş az onun yeri uzak onun ünvanı ne öyle bu iş beni geliştirmez...

İşimi seviyorum evde oturmakta temizlik hastasından başka bir şey yapmayacak sanırım beni :) 

Şimdi canım sıkkın gözlerim iş ilanlarında... hatta arada artık çalışmasam mı diye esmiyor da değil... 

Belki de sıra annelik duygusunu tatmaktadır:)) yada benim kafam iyice karışmıştır :(

sevgiyle kalın...


Romantik Komediler :)

Son zamanlarda blogla pek ilgilenemedim ama o kadar çok film izlemişim ki en azından kısaca onları paylaşıyım dedim:))

Öncelikle Romantik Komediler ...

İki arkadaş... 
Birbiriyle iyi anlaşan ama yalnız iki arkadaş.. 
Peki aşk olmadan sadece sexe dayalı bir ilişki olabilir mi ? 
Aslında cevabı biliyoruz :)) 
Eğlenceli bir film...



Birine aşık olsanız...
O da size olsa...
Ve bir kaza yapsanız...
Evlendiğiniz o kişi bütün hissettiklerini, aşkını ve sizi hiç hatırlamasa...
Ne yapardınız ?


Doğum gününde terkedilen güzel bir kadın...
Babası tarafından işten kovulan vurdumduymaz bir adam...
Lasvegasta karşılaşır...
Sarhoş olur...
ve evlenirler...
sonra pişman olur ve boşanma kararı alırlar...
ya hakim boşamaz da 6 ay içinde anlaşmaya çalışın derse ?



Bu film kesinlikle 18 yaş sınırıyla verilmeli :))
Konusu adında anlaşılacağı üzere çapkın bir adam...
Çapkınlar aşık olmaz mı ?



Hepimizin okulunda şöyle çok popüler yakışıklı ilgi odağı bir çocuk olmuştur...
Ama bu fena..
3 kızı aynı anda idare ediyor...
peki bu kızlar ondan intikam almaz mı?
Bu filmin konusu genel olarak çok işlenmiştir..
Ama sonu diğer sonlara benzemiyor :))


Çok şanslı güzel bir kız ve şanssız mı şanssız bir adam...
Masalımsı :))



Aşık olduğunuz adamı asla en samimi kız arkadaşınıza ayarlamayın...
Aklınızı başınıza toplayın :))
eğlenceli ve romantik...

Bu filmin romantik komediyle alakası yok aslında...
Kadrosu çok sağlam...
Filmin adı ilgi çekici...
Patronlarından nefret eden 3 adamın hikayesi...
Eleştirmenler beğenmiş...
ama bn beğnmedim gülemedim bile :(


Astrolojye inanır mısınız ?
Peki hayatınız astroloji dersinden geçmenize bağlı değişecekse ...
Filmde astrolojinin bir saçmalık olduğunu kanıtlamaya çalışan ve doğum günün de arka arkaya felaketler yaşayan birinin ilginç öyküsü var...
Seyretmeye değer çünkü farklı...




Başarılı bir kaykaycı olan genç bir kız annesinin ölümüyle kaykayı bırakır ve babasıyla ilgilenmeye başlar. Ancak garsonluk yaptığı işyerinden hiç memnun değildir Daha fazla para kazanmak için bir dağ evinde çalışmaya başlar. O dağ evi hayatını değiştirecektir...
Bahar günlerinde bu sene ortadan kalkmayan karı özleyenlere :))


Klasik bir Ashton Kutcher filmi...
eğlenceli...
ne kadar da çok filmini izlemişim...:))


Senden bana kalan...
Aslında komedi ile çok bağlantısı yok...
Bu filmden sanırım çok şey bekliyordum ama filmde duyguyu tam alamıyorsunuz George Clooney'e rağmen :)
Eşine aşık ama çok yoğun çalışan bir adam... Eşi bir deniz kazası yapar ve komaya girer. 
Hem eşini kaybedecek olmanın hüznü hem de iletişim kuramadığı iki kızıyla ilgilenmesi ve bir bağ kurması gerekmektedir...
Hayat ne kadar acımasızdır...


iyi seyirler...

16 Nisan 2012 Pazartesi

Kurtuluş Son Durak




Yönetmen : YUSUF PİRHASAN

Konusu :
Psikolog Eylem (Belçim Bilgin) yakın zamanda evlilik hazırlıkları yapan, beraber olduğu sevgilisini çok seven bir kadındır. Fakat nişanlısı Okan ile beraber oturmak için Kurtuluş semtinde aldıkları eve sürpriz biçimde yalnız başına taşınır; zira Okan evlilik hazır olmadığını söyleyerek Eylem'den ayrılır. Eylem yeni taşındığı Saadet apartmanında aşk acısı ile depresyona girer. Apartmanda sıradan hayatlar yaşıyor gibi görünen 5 komşusu Eylem'e yardımcı olmaya çalışırken, kendi hayatlarını çok baştan aşağıya değiştirecek olaylar yaşayacaklardır.


Ömrü boyu yatalak babasına bakmış olan Vartanuş (Demet Akbağ); mafya babası sevgilisinin kendisini sürekli oyladığını fark eden Goncagül (Nihal Yalçın); çocukları için kendisini koca dayağına iyice alıştırmış olan Gülnur (Ayten Soykök) ve onunla aynı acıyı çeken kızı Tülay ( Damla Sönmez) ve bütün bunların içerisinde hayata pembe gözlüklerle bakmaya çalışan kuafor Füsun (Asuman Dabak), psikolojisini toplamaya çalışan Eylem'i Kurtuluş son durakta bulacaktır.


Şiddettin ister psikolojik, ister fiziksel her türlüsüne karşı olan bu kadınlar beraber daha da güçlü olduklarını keşfedeceklerdir....

Picole der ki;

Filmin ilk başladığı andaki müzik ve bir taksinin içinde eski güzel günleri düşünen bir kadın...
Hani sonsözün söylendiği bir elveda anı vardır ve sanki bütün sesler yok olmuş bütün renkler solmuştur.. 
Filmin ilk sahnesi bana da yaşadığım bir aşk acısını hatırlattı. O taksi de, o elvedadan sonra benimde aklımda hep güzel ve yanyana fotograflar vardı..  o müzik belki de çok uzun zaman önceye götürdü.. Evet artık yaşantımda o hüznün izi yoktu ama yine o sahne bana geçmişin de benim bir parçam olarak varolduğunu ve bugünkü mutluluğumu o üzüntüye borçlu olduğumu anlattı. Bunlar ilk sahnenin uyandırdıkları tabi:)


Kadına karşı şiddet filmin konusu... Filmi seyretmeden önce şiddeti bir komedi filminde nasıl anlatabilirler ki diye düşünmüştüm. 


Şiddet denilince akla hep kaba kuvvet geliyor... Ama aldatma .. Kadını bir sex objesi olarak görme ve ezme ... Kadına kadın olduğunu unutturmak.... sadece evde yemek  yapan, çocuklarına ailesine annesine babasına bakmak zorunda olan bir cinsiyet bir kimlik olarak görmekte bir duygusal şiddet onu es geçeriz nedense..


Filmde ara ara duruyor düşünüyorsunuz ama bazı yerler de komedi olduğundan kaynaklı kopukluklar yaşıyorsunuz...öyle ustalarla dolu bir kadrodan beklentiyi yüksek tutuyorsunuz ister istemez... Ama Ahmet Mümtaz Taylan'a da hakkını vermek gerekiyor:) En çok gülümsediğim anlar onun sahneleriydi.


Film hakkında sonsöze gelecek olursak Kadına değil yaşayan tüm Canlılara Şiddet bir acizlik belirtisidir. Hatta filmde bazı anlarda erkekler de ciddi derece şiddet görmüyor değil :)   


Komedi filminden bu kadar ciddi bir konuda ders çıkarmaya gelince bir atasözü vardır hani "Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az"







15 Nisan 2012 Pazar

güneşli pazarlar :)

Bahar geldi... geliyor... aman tekrar gitti !! derken dünkü yağmurlardan sonra bugün keyifli bir pazar oldu...


Alışveriş çarşı pazar derken güzel bir gezintiyi misss gibi türk kahvesiyle bitirdik:))


Yeni eşofmanlar..yeni yüzükler...taytlar....


 Eğer bu kadar keyifle eşofman baktıysam:)) yeni aksesuarlar alıyorsam, kazak yerine tişört bakıyorsam ve hiç makyaj malzemesi almamışsam benim için hava nasıl olursa olsun bahar gelmiştir....


Ben her bahar aşık olurum...son 6 senedir aynı kişiye yeniden ve yeniden ama her baharda bir başka aşık olurum :))



14 Nisan 2012 Cumartesi

TÜRK LOST GİRL OLSAYDI :))



ORJİNAL BO


BENZERLİK ŞAŞIRTICI DEĞİL Mİ :))

CANSU DERE BAŞROLÜ KAPTI..


GELELİM DYSON'A



TABİKİ SİNAN ALBAYRAK OYNARDI :))



PEKİ KARANLIK FAE SEXİ KRALİÇESİNİ KİM OYNARDI



KESİNLİKLE SEZİN AKBAŞOĞULLARI....



CİARA... SEZON 2 :))) PERİ KRALİÇESİ...



BENCE DİDEM UZEL'E GİDERDİ ROL...



PEKİ ANNE SUCUBUS AİFE                  


EVET KARŞINIZ DAAAAA
LEYLA BİLGİNEL!!!!







SON  OLARAK OLMAZSA OLMAZ,


KİME EMO OLMAK YAKIŞIRDI :))







???????????


GÖZLERİ MAVİ OLSA 
MUZURLUĞU DA BENZEDİĞİ İÇİN 
 ÖZGÜ NAMAL DERDİM ...
BU DURUMDA
YA LENS TAKIYORUZ 
YADA RENKLİ GÖZLÜ BİRİNE BAKIYORUZ:)))


TANIYAMADINIZ MI :))))


HOŞ BİZİM KENZİ BU MAKYAJLA DAHA GÜZEL GÖZÜKÜYOR...









DAHA MASUM HALİNE BAKARSAK


TABİ Kİ HAZAL KAYA ....


KADRO BENZEMİYOR MU AMA :))

OYUNCULARI BEN BULDUM
SENARYO DA BELLİ...

ÜSTELİK 2. SEZONDUR DELİ GİBİ TAKİPÇİSİ OLAN BİR DİZİ :))

HADİ SİZ DE DÜŞÜNMEYİN ÇEKİN BARİ :)))

ŞAKA BİR YANA DÜNYADA YA HERKES BİRBİRİNE BENZEMEYE BAŞLADI
YADA ÜNLÜ OLACAK YÜZLER BELLİ !!!

13 Nisan 2012 Cuma

THE CLİENT LİST







MÜŞTERİ LİSTESİ


Dizimizin ilk bölümü 08.04.2012 tarihinde yayınlandı.


Yani yepyeni bir dizi...


2010 yılındaki filmine dayalı bir Amerikan draması...Film hakkındaki yorumlarımı daha sonra yapıcam ama önceliği bu yepyeni dizimize verelim...


Konusu :


Dizimizin kahramanı Riley Parks... Kocası bir iş kazasından sonra maddi sıkıntıların üst üste gelmesi eşinin iş bulamaması üzerine Riley iş aramaya başlar bir gün bir iş görüşmesi sonrasında eski bir arkadaşına rastlar. Arkadaşı bir spa salonunda çalıştığını ve isterse ona da iş ayarlayabileceğini söyler. İlk iş gününde bir normal masaj hizmeti, birde extralar olduğunu farkeder. Normal işte çalışacağını bildirmesi üzerine eve gider ancak eve gittiğinde eşi onu terk etmiştir. Ve bütün borçlar üstüne kalmıştır. Evin taksitlerini ödeyebilmek için extra masaj kısmına geçmeye karar verir...


Dizi de kahramanımızın annesini Mavi Ay dizisinin unutulmaz oyuncusu Cybill Chephard canlandırıyor. Kocasının erkek kardeşini ise Colin Egglesfield.. Colin kısmına daha sonra gelirim :)))


Başlıca karakterler
  • Jennifer Love Hewitt
  •  Riley Parks 
  • Colin Egglesfield
  •  Evan Parklar, mkyle kardeşi
  • Rebecca Alan
  •  Lacey, lise yıllarından beri Riley en iyi arkadaşı olarak. 
  • Naturi Naughton
  •  Kendra, salonunda çalışkan masöz
  • Cybill Shepherd
  •  Lynette, Riley'in annesi
  • Kathleen York
  •  Jolene gibi salonunda çalışan başka bir masöz.
  • Loretta Devine
  •   masaj salonu sahibi.


Film ve dizi


Şimdi filmde aynı şekilde başlıyor yani maddi sıkıntılar ve masaj salonu... Ama filmde masaj salonu adı altında bir genelev işletiliyor. İlk önce maddi sıkıntılar üzerine başlayan bu iş daha sonra ilgi görmek ve paranın kolay kazanılması cazip geldiği için devam ediyor. Yorgunluk artıyor burada da enerji için kokain devreye giriyor ve tabiki filmin ortalarında bir polis baskını gerçekleşiyor. Kahramanımızın elinde de cezasını düşürmek için yüksek rütbeli insanlara ait "69" kişilik bir Müşteri Listesi var. (ki bu rakamın da özellikle seçildiğini düşünüyorum) 

Şimdi filmi izlerken asla böyle kendinizi kaptırıp filmi seyretmiyorsunuz.. vasat hatta oyunculuklara bakarak vasat altı bir film diyebiliriz

Filmi izledim diziyi neden izliyim diyorsanız filmde 3 çocuk var dizi de 2... 
Filmde bir erkek kardeş yok ki dizi de baş karakterlerden biri... 
Spa merkezindeki çalışanlar arasındaki diyaloglar filmde yok... 
Dizi daha akıcı... Başrolü oynayan kişi aynı olmasına rağmen dizi de daha başarılı...
Filmde eş terk etmiyor ve size bir eşin bu kadar para kazanmasına rağmen sorgulanmaması garip geliyor. Dizi de sanki senaryo daha gerçekçi baştan kocanın terk etmesi sanki bu duruma çözüm getirmiş gibi:))

aklıma gelenler bunlar...





sonsöz

Dizi yeni başladı ama öyle görülüyor ki Evanla aralarında birşeyler olacak...Çünkü bakışlardan belli :))



Dizi ilk bölümü izleyiciye güzel geçmiş gözüküyor yeni bölüm 16 Nisan Pazartesi günü... 


Kadro sağlam zaten filmden dolayı biliniyor ama dizi uyarlaması nasıl olur onu da izleyip göreceğiz...


Colin kısmına sonra değineceğim demiştim gelelim o konuya:))


 2005 yılında People dergisi tarafından "yaşayan en seksi erkek" seçildi :))




Geçenlerde "ödünç Sevgili" adlı filmini izlerken ki bu filmi de sanırım bloga eklememişim :)) eğlenceli filmdi :)) neyse konumuza dönelim Tom Cruıse 'un "TopGun" 'daki haline benzetmiştim...







Bunlar dizi için değil tabi ki genel kültür bilgileri:)) Aslında bazı oyuncular için biyografi kısmı açsam hiç fena olmaz :))







iyi seyirler:)




PRETTY LİTTLE LİARS



Küçük tatlı yalancılar :)))

Şöyle bir izlediğim dizilerde nelermiş eklemiş miydim acaba bloga diye bakarken iki favori dizimi eklemediğimi fark ettim...

Bunlardan biri yalan ve entrika dolu dizimiz... Şu anda sanırım FoxLife yayınlamaya başlamış:)) Ama siz en kolayı internetten izleyin:)

Benim bu yabancı dizi tutkum Lost'la başlamış ve Spartacus'le sürmüş ve bitmişti
ama son zamanlarda aşırı boş vaktim vardı ve yerli dizilerin sürekli aynı olan konularından sıkıldığım içinde yabancı dizilere geri dönüş yaptım:))





Rosewood, kusursuz bir küçük kasaba. Sessiz ve huzurlu bu yerin bu kadar çok sırra sahip olduğu kimsenin aklının ucundan geçmez. En ilginç sırlar ise kasabanın en güzel genç kızlarına, Spencer, Aria, Hanna ve Emily'e ait. 
Bir yıl önce Alison, grubun kraliçe arısı, bir pijama partisinden sonra ortadan kaybolur ve hiçbir yerde bulunamaz. Ve diğer kızlar, o gece gerçekten ne olduğunu hiç kimseye söylemeyeceklerine yemin ederler. Ama bu büyük sırrın varlığı onları birbirlerine yakınlaştıracağını düşünürlerken tam tersi olur.

Ancak Alison'ın kaybolmasının arkasındaki sır perdesi aralanmaya başlayınca, kızlar "A" harfiyle imzalanmış, sırlarıyla ilgili mesajlar ve tehditler almaya başlıyorlar. Sadece Alison'ın bildiği sırlar. Bunu yapan her kimse kızların tüm sırlarını bilen ve her hareketlerini izleyen biri. Kızlar tekrar birbirlerine yakınlaşıyorlar.


sonsöz:

Dizi Sara Shepard'ın seri halinde yayınladığı kitaplarından çekiliyor. Hatta romanların fanları diziyi takip ederken spolier vermeyi ihmal etmiyorlar.. Dizi 2 sezonu devirdi ve sanırım 3. sezon Haziran 2012'de başlıyor  Buarada 3. sezonun içerdiği kitapta yayıncılarda :)) Türkiye'ye gelmemiş olmasından da şikayetler var orası ayrı :)

iyi seyirler...


RINGER


Buffy The Vampire Slayer dizisiyle şöhrete kavuşan Sarah Michelle Gellar televizyon ekranlarına çok iddialı bir yapımla geri döndü. İkiz kardeşlerin arasında geçen gizemli olaylar zincirini konu alan dizi şu anda 2. sezon 21. bölümde...



konusu :


Bridget Kelly (Sarah Michelle Gellar)hayatını tekrardan kurmaya çalışan ve tedavi gören bir bağımlıdır. Victor Machado (Nestor Carbonell, “Lost” ) adlı bir memurun gözetiminde federal koruma altındadır. Bridget biraz zaman kazanmak ümidiyle 6 yıldır hiç görmediği ikiz kardeşi Siobhan Martin (Gellar tarafından canlandırılıyor) ile buluşmak üzere New York City’ye gider. Oldukça varlıklı bir hayat süren Siobhan’ın yakışıklı eşi Andrew (Ioan Gruffudd, “The Fantastic Four”) ’un Bridget’in varlığından haberi bile yoktur. Bir tekne gezintisi sırasında intihar eden  Siobhan’ın evlilik yüzüğünü de bir ilaç kutusunda kardeşine bırakır Bridget kendi hayatını yeniden kazanmak için kardeşinin kimliğine bürünmeye karar verir. 









Sonsöz
vampirdi olağanüstü güçlerdi sıkıldınız biliyorum.. 

Bu normal bir yer değiştirme dizisi değil ona emin olabilirsiniz :)) yani kızkardeşinin yerine geçti hooop ortalık güllük gülüstanlık:)) 
Dizide ki herkes uyanık cin fikirli ve şeytan :)) 
Bu arada dizide ki favorimmi tabiki saf Henry :)) Bakınız lacivert tişörtlü uzun boylu:)) Ama sadece bu dizideki...


Dizilerden bahsetmişken Türk dizilerinin usta kalemi İkinci Bahar  Asmalı Konak ve Yeditepe İstanbul gibi sıkılmadan tekrarlarını izlediğim dizilerinin yaratacısı Meral Okay vefat etti.  Allah günahlarını affetsin  Cennetinde iki aşığı kavuştursun...